Selçuk Keser
Gaziantep Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra İTÜ’de Malzeme ve İmalat Programı’nda yüksek lisans yaptı. Hobi olarak okuduğu AÖF Sosyoloji Bölümünden mezun oldu.
2012’den itibaren 3 yıl İstanbul Bilgi Üni. Makine Müh.’de Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. 2015 yılında Taksim’de Evden Kaçış oyunu şirketi kurdu ve işletti. Adalardan Kaçış Oyununu yaptı. 2016’da, ATÖLYE İstanbul’un Maker Lab Yöneticiliğini üstlendi. 2016’nın sonlarında disiplinler üstü Öğrenenler Topluluğunu kurdu. Bu projesiyle Çekya’da ESAA programına katıldı, Web Summit’e katılmaya hak kazandı. İTÜ Çekirdek ön kuluçka ve KWORKS ön hızlandırma programına, Yatırıma Hazır Sosyal Girişimler programlarına seçildi. Türkiye’nin ilk ve tek sanat okulu olan Pera Ortaokulunda sanat ve Maker’ı bir araya getiren teknoloji, yazılım, elektronik, robotik konularında STEM+A destekli eğitimleri verdi. Ferhatpaşa Bilim ve Sanat Merkezinde, İleri Nesil Okullarında Robotik ve Maker eğitimleri verdi. Koç Üniversitesinde gerçekleşen ELC for KIDs ve Lise Yaz Okulu programlarında Robotik, Kodlama, Tasarım Odaklı Düşünme, Yaratıcı Girişimcilik eğitimleri verdi, Kaçış Oyunları, Hazine Avı, Açık ve Kapalı Alan etkinlikleri, takım kurma aktiviteleri gerçekleştirdi. Özyeğin Üniversitesinde Misafir Öğretim Üyesi olarak çalışmıştır.
İş ve eğitimden arta kalan zamanlarda müzik ile uğraşıp Ruhi Su Dostlar Korosunda basist korist olarak yer aldı. Koç Fest Super Voley ve İTÜvision şarkı yarışmalarında ödül almış olup bir yandan da Öğrenenler eğitim modeline katkı sağlaması adına oyunlaştırma ve drama konularında uzmanlaşmak için uygulamalı tiyatro eğitimi almıştır.
Süper Zeka Selçuk Hikayesi
Ablam 7 yaşındayken ben de aramızda 4 yaş farkı olduğu için 3 yaşındaydım. O okuldan geldiğinde ne yaparsa başına dikilir kopyalamaya çalışırdım. Okumayı bu sayede 3 yaşında öğrenmişim.
Kendimi zeki bulmuyorum. Sanırım çok meraklıyım. Merakım da öğrenmeyi hobi edinmemi sağladı. Bu yüzden akranlardan fazla şey bildiğinizde sizi zeki sanabiliyorlar :)
Dayımın boş spor çantasını alıp evdekiler uyurken okula gitmeye çalışıp bakkal tarafından yoldan döndürülen bir çocuk kolay kolay zaptedilemezdi. Bu yüzden 6 yaşında devlet okuluna göndermelerine karşın, çevredekilerin tavsiyeleri ile hiç durumumuzun olmamasına rağmen özel okula yazdırıldım.
Sınıfta okul fişlerini okurken ses çıkarmamdan dolayı öğretmen uyardı ve müdüre götürülerek ayak üstü zeka testi yapılıp sınıfım atlatıldı ve 6 yaşında 2nci sınıfta okumaya devam ettim. Bu liseyi 15 yaşında bitirmeme ve hoşlandığım yaşıtlarımın ben lisedeyken ortaokulda olmalarına neden oluyordu :) Adana gibi bir şehirde yaşayınca da akran zorbalığından eğitime yeterli ilgiyi gösteremedim.
Okuldan önce bütün çocuk kitaplarını okurdum. Okuldan sonra da kendi öğrenme hızımda çok iyi öğrendim. Maalesef okul hayatımda milli eğitime, yüksek öğretim kuruluna, belki toplumun bazı kesimlerine göre kötü bir öğrenci oldum. O yüzden kötü bir öğrenci ama iyi bir öğrenenim.
Selçuk Keser işlevselcidir. Şüphecidir. Kesin konuşmayı tercih etmez. Biliyorum demez, öğreniyorum der. Hiçbir konuda taraf tutmaz. Liyakatlidir, dil, din, ırk, cinsiyet gibi ayrımlar yapmaz. Ünvanlara karşıdır; hocam, bey, abi...vb ünvanları kullanmayı ve kendisine karşı kullanılmasını sevmez. Öğrenmeyi, öğretmeyi, üretmeyi sever. Bedavaya karşıdır, karşılıklı emek takası, bilgi takası gibi kavramları içerisinde barındıran Paylaşım Ekonomisini savunur. Haftada 2 gün çalışıp 5 gün öğrenir. Uyuduğu alandan 30 dakikadan fazla uzakta sürekli olan işleri almaz. Onun için ne altın ne de elmas, en kıymetli şey zamandır. Duygusuz gibi görünür ama aslında her şeyin mantıklı bir açıklaması vardır. En büyük korkusu bir zaman dedesi gibi Alzheimer olmak olduğu için attığı her adımı bir mantığa bağlar. Unutkan olduğu için yalan söylemez. En nefret ettiği şeylerden biri "beni tanıdın mı?" sorusudur. Her yerden ulaşılabilir.